Yandaki fotoğraf 1991 yılından. İngiltere Bolton, Semih Şahin dostumun yanına ziyarete gittiğim ilk yurtdışı deneyimimden. Mahsus çok eskilerden kalan uzun saçlı fotoğraflarımı kullanıyorum. Çok kısa bir süre sonra saçlarım dökülmeye başlayacak muhtemelen. O döneme hazırlık olsun diye böyle uzun saçlı fotoğrafları seçiyorum. Ama benim esas dikkat çekmek istediğim sol elimde duran sigara. Eğer o günlerde birileri bana bu mereti bıraktırtmayı başarmış olsaydı sadece 2-3 yıllık bir kullanıcı olarak kalacaktım. Şimdiki gibi 25 yıllık bir kullanıcı olmayacaktım. Bu olasıdır ki başıma gelen bu kanser illetinin oluşma ihtimalini azaltacaktı. Bunu şuna güvenerek söylüyorum: Onkologum uzun ve karışık dosyamı incelerken farkında olmadan benim duymayacağımı varsayarak mırıldanıyordu:
-Bir sigara kanseri daha…
Muhtemelen sigara ile bağlantılı pek çok vaka görüyorlar. Zaten insan içine girince farkediyor aslında o kadar çok kanser ile uğraşan kişi var ki. Onkologların, kemoterapi Merkezlerinin önünde hep sıra var.
Şimdilerde artık Tıp Fakültesi öğrencilerinde sigara karşıtı duyarlılık oluşturuluyor. Ama bizim dönemimizde bu tür bir duyarlılık yoktu ne yazık ki. Çok acı ama ben bir hekim adayı olarak sigaraya tıp fakültesinde başladım. Aslında bu affedilecek birşey değil. Bir şekilde tıp fakültesi aurasının insanı sigaradan uzak tutan bir hali olmalı oysa. Oysa sadece ben değil, pek çok hekim adayı arkadaşım da tıp fakültesinde kolayca sigaraya başlamıştık. Başladıktan sonraki bırakma süreçleri daha zor oluyor tabi.
Ama artık sigaradan kurtulmuş olan birisi olarak içim rahat rahat şu sigara karşıtı yazıyı yazıyorum. Tabi kendi adıma geç bir adım. Ama bu yazının birilerini etkileyeceğini düşünüyorum. Bence hala sigara kullanmakta olan arkadaşlarımdan birisi bu yazıyı okuyup elindeki sigarayı kırıp atacak çöpe, bir daha da ağzına almayacak. Öyle korkulduğu gibi de hiçbirşey olmuyor. Çok da fazla aramıyor insan. Karşılığında belki de bir hayat kazandığınızı düşünebilseniz yoksunluk nedir aklınıza bile gelmez aslında ama, insan bunu ancak kanser olup da hayatı ciddi riske girince yaşayabiliyor ancak.
Hekim arkadaşlarım hastalarına biraz daha özenli sigara bıraktırma eğitimi verecekler diye umuyorum bu yazıdan sonra. Bence bir hekimin sigara bıraktırdığı her kişi en büyük hekimlik başarılarından birisi aslında. Testi kırılınca onarmak öyle kolay olmuyor.
Hadi bu hafta benim için 1 haftalık sigara karşıtı olun. Hem de en sıkısından…
Rıdvan’ım sigarayı bırakmanın en etkili yolu, ciddi bir hastalığa yaklanmaktır diye okuduğumu hatırlıyorum… Sanırım başarı oranı % 85 olarak veriliyordu… Biz ebedî sigara karşıtları olarak, senin için bir hafta ekstra karşıtlık yapacağız merak etme…
Ruşen en yuksek sayi senden cikmistir saniyorum, kaç kisiye bıraktırdın?
Maalesef Emrah çok başarılı bir profil aktaramıyorum… Birkaç tane niyetlenen oldu, bir kaç da başarısız olguyu KETEM’e yönlendirme… Henüz sonuçlar yok tabii… Selamlar…
demek bunca paylaşılmışlığın ardından bunları yazmak varmış.. ilk haberi aldığımda daha önce hiç yaşamadığım bir hissiyat içine girdim..hala da öyle.. senin rahatlığına ve azmine şaşırıyorlar ben hiç şaşırmadım.. eminim bu rahatlıkla üstesinden geleceksin.Ayrıca bu süreç sende zaten var olan yazma olayını provake etmiş görünüyor.. valla kendi adıma güzel yazılar bekliyorum.. ve enkısa zamanda
sağlığına kavuşarak ,gülme krizli gezilerimize kaldığımız yerden devam etmek..
Rıdvan Bey, sizinle şahsen tanışma fırsatım olmadı. Aile grup ve ahuist’teki karşılığı ödenemez emeklerinizden dolayı mail grubu yerine burada teşekkür etmek istedim size.. Dualarımız sizinle..
Blogunuz ve yazılarınız 18/08/1966 doğumlu beni çok etkiledi.BU tarih itibarı ile sigarayı bırakıyorum.Bir doktor olmama ve çok kez sigarayı bırakmak istememe rağmen kendimi hazır hissetmiyordum yada kendimi kandırıyordum,ama bugün itibarı ile artık sigara içmiyeceğim..
Sizi tanımıyorum ama yazdıklarınız ve düşünceleriniz beni çok etkiledi.Daha çok şey var yazmak istediğim ama geç kaldım…GEÇ haberim oldu bu blogdan…..
Keşke Rıdvan bey daha önce TANIŞABİLSEYDİK….keşke…